bugün
yenile
    1. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      vietnam savaşı karşıtı protestolar düzenleyen ve halkı komplo ve ayaklanmaya teşvikten yargılanan yedi sanığın duruşmasına odaklanan netflix filmi. kadrosunda sacha baron cohen, eddie redmayne, joseph gordon-levitt ve jeremy strong başta olmak üzere bir sürü kaliteli oyuncu yer alıyor. borat ve the dictator'de absürt kişiliğiyle izlediğimiz sacha baron cohen'i, yine o filmlerden çıkmış gibi izlemek oldukça keyifliydi. hakimle olan atışmaları güldürdü. gordon-levitt de yine filmdeki en taşaklı karakteri oynamış. aşağısı yakışmazdı abime. hollywood'un uzun bir süre amerikan milliyetçiliği yaptığı yapımlardan sonra sistemi ve adaleti eleştiren yapımlar görmek hoşuma gidiyor. netflix son zamanlarda buna bilhassa yoğunlaşmış gibi. izlediklerimden önce when they see us, sonra bu film hem tarihi duruşmaları izlememizi sağlarken hem de hollywood'da yansıtılan gibi "sütten çıkmış ak kaşık olmadıklarını" güzel bir şekilde gösteriyor. film sıkıcı başlayıp bir anda davanın içine çekiyor sizi. kafa yorgunluğuyla değil de sakin kafayla izlediğinizde güzel bir yapım olduğunu fark edeceksiniz. 8/10.
    2. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      1968 yılında chicago'da gerçekleşen demokratik parti ulusal kongresi sırasında on binlerce amerikan vatandaşı tarafından gerçekleştirilen barışçıl protesto gösterileri, polisin uyguladığı şiddetle büyük bir kaosa dönüşüyor. gösterileri organize eden yedi kişi, savaşa ve hükümete karşı olduklarından "politik" bir yargılamaya mahkum ediliyor. yönetmen, geçmişte yaşanmış bu olayın gerçek video kayıtlarını filmle paralel bir şekilde flashback olarak göstermek istemiş ve kesinlikle bununla filmin etkisini artırmayı başarmış. yozlaşmış sistem ve adalet için güzel bir eleştiri filmi. tabi bu filmdeki ya da benzer filmlerdeki -her ne kadar gerçekler kaleme alınmış olsa da- eleştirileri yalnızca anlatılan olay üzerinden yorumlamamalıyız çünkü bu yozlaşmış politik mahkemeler dünyanın her yanında insanlığı tehdit ediyor. pek de uzağa gitmeye gerek yok aslında, türkiye'nin uzak ve yakın tarihinde karşılığı çok var. --- spoiler --- - bir dakika verir misin arkadaşım? daha önce fikirlerim için yargılanmamıştım. --- spoiler ---
    3. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      2020 yapımı, dağıtımcısının netflix olduğu, başrollerde eddie redmayne, sacha baron cohen, mark rylance, joseph gordon-levitt, michael keaton ve jeremy strong'un paylaştığı muhteşem film. konu itibariyle, vietnam savaşı'na karşı gelen, farklı zümrelerden birkaç gencin mahkeme süreci. zira bu esnada bir cinayet işlenmiş, hükümete karşı ciddi protestolar yapılmış ve devletin itibarı yok sayılmıştır. açıkçası, kadroyu görür görmez iyi bir film bekliyordum ama bu kadar iyi bir film beklemiyordum. daha dün gece türkiye'nin 68'i belgeselini izlemişken bu entryi hemen yazayım. ki dürüst olayım, o belgeseli bu filmden sonra izledim. ve 68 kuşağı'nın dünyayı nasıl kasıp kavurduğunu anlamaya çalıştım. şahsi fikrim, 68 kuşağı, insanlık tarihinin en onurlu jenerasyonu. şöyle bir dünya hayal edin: hemen hemen her ülkede yüz binlerce erkek askerlik celp kağıtlarını yırtıp milyonlarca genç bedense sokaklara çıkıp protestolar yapıyor. savaştan, yıkımdan ve ölümden kaçıp, hatta hepsini reddedip; adaleti, eşitliği ve sevgiyi zerk ediyor. işte bu film de bu minvalde cereyan eden gerçek bir hayat hikayesi. senaryosu 2007'de yazılmış olmasına karşın bir türlü çeken çıkmamış. hatta steven spielberg'e teklif götürülmüş ama ekonomik sıkışıklıktan dolayı çekememiş. yersen. hemen hemen her filminde amerika ve yahudi propagandası yapan bir adam iyi ki de bu filmi çekmemiş açıkçası. çünkü senaryoyu yazan aaron sorkin yönetmenlik koltuğunda da efsane bir iş çıkarmış. müthiş bir film. kesinlikle herkes izlemeli. bu arada, bu kadar hüzünlü ve stresli bir filmin bu denli komik olması inanılmaz. filmden birçok alıntı yapılabilir ama ben çok sevdiğim iki sahneyi ekleyeyim sadece. bunlardan ilki, hippilerden olan bir elemana diğer arkadaşının bir şeyler anlatırken hippinin, "ondan haberim yok" demesi ve arkadaşının, "senin şampuandan da haberin yok" demesiydi. lan ne güldüm bu sahneye be. hippilerin o salaşlığı ve pespayeliği gözümde canlandı hemen. diğer sahneyse, net, hüzünlüydü. abbie hoffman'a (sacha baron cohen) şikayetçi avukatı ya da savcı yardımcısı (şimdi unuttum yetkinliğini) bir şeyler sorar. bizimkisi düşünür. diğeri bunu fırsat bilip dalga geçmeye çalışır: "böyle bir konuda bile düşünüyorsanız bla bla..." bizimkisi cevap verir: "bir dakika verir misin arkadaşım? daha önce fikirlerim için yargılanmamıştım." çok iyi film. sonu ise muhteşem bir şölen. ve hikaye tamamen gerçek. keza, karakterler de. kesinlikle izleyin.